Akdeniz Amerikan Ticaret Odası uzmanlarının görüşlerini takip edenler bileceklerdir ki, paylaştığımız tüm içeriklerde bilgi doğruluğu konusunda çok titiz davranarak yayın yaparız. Şirket kuruluşundan, e-ticaret süreçlerine kadar girişimcilerin işlerini kolaylaştıracak bilgiler Türk ihracatçısına ve girişimcisine en doğru şekilde aktarılmaya çalışılır. Akdeniz Amerikan Ticaret Odası’nın kadrosu bu anlamda size en doğru bilgiyi ulaştıracak uzman bir ekipten oluşur. Bu içerikte de ihracatçımıza en uygun yol haritasının sunulması öncelikli hedefimizdir.

Türk Girişimciler ABD’de İhracat Kapısı Kapanmadan Harekete Geçmeli

Öncelikle ABD ekonomisinde işler iyiye gittiği görülüyor. Bunu hem rakamlarda hem de reel sektörde görmek mümkün. Amerikan ekonomisindeki 2021 yılı beklentilerine göre bu yıl Amerika tarihinde 1930’lu yıllardan beri yaşanan en büyük ekonomik büyümelerden biri gerçekleşecek. 2021’de büyümenin yüzde 5 üzerinden gerçekleşeceği konusunda genel bir fikir birliği bulunuyor. Büyüme oranlarının Amerika için tarihi nitelikte yüksek olduğu söylenebilir.

Amerika Dünya’nın en yerleşik ve giriş engelleri açısından en zor pazarlarından biridir. Fiyat kalite dengesinin belli olduğu, pazar büyüklüğüne göre az alıcının olduğu, alıcıların tedarikçilerini değiştirmekten imtina ettiği bir pazardır. Ancak Dünyanın en büyük pazarıdır ve alıcı firmalar çalıştıkları firmaları kolay kolay değiştirmez.

 

ABD’nin Dünya’dan yaptığı ithalat toplam 2,8 trilyon dolardır. Bu ihracatın yaklaşık 700 milyar doları NAFTA nedeniyle Gümrüksüz mal ihraç eden iki komşu Meksika ve Kanada tarafında yapılıyor. Bu rakamı çıkarsak dahil Türkiye’nin ABD’ye yaptığı 10 milyar dolar düzeyindeki ihracat yüzde 0,5 dahi etmiyor. Bu kesinlikle Türk ihracatçısının gücünü ve hedeflerini karşılamaz.

ABD pazarında özellikle Türk ihracatçılar için 2020 yılı itibarıyla çok önemli bir fırsat kapısı açıldı.  Amerikan pazarında; ihracat ithalat açısından belki de son 30 yılın en büyük değişimleri yaşanmaya başlandı. Bu değişimin üç ana nedeni var:

  1. Covid öncesinden başlayarak, ABD devlet politikası olarak Çin’den yaptığı ithalatı azaltmaya bunu başka ülkelere kaydırmaya başladı.
  2. Covid etkisiyle yaşanan hiper dijitalleşme süreci. 5-10 yıllık dijitalleşme neredeyse bir yılda; 2020 yılında gerçekleşti. Gıda dışı ürünlerde toplam perakende satışların yüzde 30’u online yapıldı. Moda, az değerli mücevher gibi kategorilerde bu rakam yüzde 40’lara çıktı.
  3. Geçtiğimiz yıl sanal perakende satışları 800 milyar doları aştı. Aslında büyük havadis bu oranın pandemi etkisi geçtikten sonra artmaya devam edecek olması. Toplam perakende içinde online satışların payı artık yüzde 40’ların üzerinde olacak.

 

Amerika’da İçin 800 Milyar Dolarlık Dijital Pazar

2020 yılı itibari ile Amerika’daki dijital pazar (e-ticaret) hacmi 800 milyar dolara ulaşmıştır. Amerika’daki hiper dijitallesme Türk ihracatçısı acısından çok önemli bir fırsat yaratıyor. Türk ihracatçısının özellikle perakende sektörlerde iki büyük sorunu var. Biri fiyat tutturamamak, diğeri ise pazardaki alıcılara ulaşmaktır.

Amerika pazarına giren ihracatçılar için alıcılara ulaşmak, büyük perakendecilere satış yapmak ve satış kanallarına dahil olma süreci son derece zor. Pazara girişte her ülkenin çeşitli engelleri bulunsa da Amerika için pazara giriş engelleri çok daha fazladır. Tüm bu engellere rağmen gıda dışı perakende sektöründe alıcıların e-ticaret paylarını büyütmesi yeni imkanlar sağlar. Hazır giyim sektöründen Macy’s, Nordstrom gibi department store mağazalarda online satışlar tüm satışların yarısına ulaştı. Daha geleneksel olan Kohl’s, Belk gibi mağazalarda bile yüksek düzeyde e-ticaret oranları olduğu görülüyor.

Amerika'ya İhracat ve Dijital Pazar
Amerikan Devlerinin E-Ticarete Geçmeleri Türk İhracatçılara Yarayacak

Bahsi geçen department storelar dropshipping yöntemi ile e-ticarete geçiş yapmışlardır. Ürünü listelenmesi ve kanala giriş sağlansa da satıcıya birçok sorumluluk düşüyor. Bu yöntemde alıcı firmalar, üreticilerden ürünlerini önceden alıp stoklamak yerine, ürünün son müşteriye direkt olarak satıcı yoluyla ulaştırılmasını sağlar. Böylece ürününü listeleyen firmalar ürünü satın alma kanalı maliyeti, stok ve lojistik maliyetinden muaf olurken risklerini üretici firmaya aktarırlar. Ürününü kolay bir şekilde listeleme avantajına kavuşan üretici firmanın bu riskleri üstlenmesi kolaylaşır. Riskleri üstlenen üretici firmalar, alıcı bulma ve pazara giriş konusunda avantajlı konumda olur.

Ancak bütün bu imkanlardan faydalanması için Türk firmaların Amerika pazarında çok planlı, kurallara uygun hareket etmesi gerekiyor. Şirket kurulusu, muhasebe-vergi konuları, marka tescil gibi bütün konulara dikkat edilmesi gerekiyor. Küçük bir hatırlatma; yaklaşık 3 yıl önce Amerikan gelir idaresi IRS, Amerika’da vatandaşlığı ve green card’ı olmayan bütün girişimciler için ITIN numarası almayı zorunlu hale getirdi. Bunun için de Amerika’da şirket kurmak gerekiyor. Bu kurala uymayan ve Amazon gibi platformada iş yapan birçok girişimcimiz bir sabah uyandıklarında hesaplarının dondurulduğunu ve yıllarca yaptıkları birikimin bir anda zarar gördüğünü gördüler.

 

Öte yandan Türkiye-Amerika arasında vergi anlaşması var. Bu nedenle de iki ülkede ticari faaliyetlerinin iki ülkenin kurallarına uyumlu olması önem kazanıyor. Bu gibi konuda da hem Amerika’da hem de Türkiye’de ofisi olan kurumlarla çalışmak büyük önem taşıyor.

 

Şimdi Teklif Alın

MATCH, Amerika Pazarına Giriş Kapınız

Alanında toplam 70 yıldan fazla deneyimi olan profesyonel ekibi ile MATCH, şirketinizin Amerika’daki tüm ihtiyaçları için en doğru tercih. Teklif formunuzu şimdi doldurun, size en kısa zamanda firmanızın Amerika’daki potansiyeli ve neler yapılabileceğiyle alakalı dönüş yapalım.

Devamını okumak ve hizmet kapsamımızı öğrenmek için tıklayın: Neden bizimle çalışmalısınız?

Şimdi Teklif Alın